Her yeni başlangıcın önünde duran en büyük engel korkudur.
Kaybetme korkusu, yalnız kalma korkusu, başarısızlık korkusu… Ve bazen de en derinlerde gizlenen o soru var.
“Ya yapamazsam?”
Korku, aslında bir duvar gibi görünür. Yüksek, sert, geçilmez. Ama yaklaşmaya başladığında fark edersin ki, o duvar senin zihninde kurulmuştur. Adım attıkça incelir, cesaret ettikçe çatlamaya başlar.
Ben de çok korktum. Yeniden başlamaktan, yalnız kalmaktan, hata yapmaktan… Ama sonra kendime şunu sordum: “En kötü ne olabilir?” Zaten sıfırdayım. Daha dibe inemezdim. Ve o anda anladım ki, korkularım aslında beni değil, sadece zihnimi hapsetmişti.
Korkuların üzerine yürüdüğünde özgürleşirsin. Çünkü onların seni yönettiğini değil, senin onları aşabildiğini görürsün. İşte o zaman her şey değişir.
Belki sen de korkularınla boğuşuyorsun. Ama bil ki, onları yenmenin tek yolu onlardan kaçmak değil, üstlerine yürümektir. Çünkü korkunun öteki tarafında seni bekleyen şey, hayallerindir.